Ne çipmiş arkadaş!

Otomobil temsilcileri krizinin çözüleceğine inanıyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, Türk otomotiv sanayisinin ihracat ve üretimde iyi bir performans gösterdiğini, çip tedarik problemi kaynaklı zorlukların 2023'ün ikinci yarısında azalmasını beklediklerini bildirdi.
Türkiye otomotiv pazarı, Kovid-19 salgınının etkilerinin azalmasına karşın tedarik sorunun devam ettiği, araç bulunurluğu konusunda sorunların yaşadığı bir yılı daha geride bırakıyor. Yıl içerisinde birçok tüketici, istediği marka ve modelde otomobil bulmakta zorlanırken, istediği otomobili bulanlar da aylar öncesinden sıraya girmek zorunda kaldı.
Türkiye'de faaliyet gösteren otomotiv markalarının üst yöneticileri, 2022 yılına ilişkin değerlendirmelerini ve 2023 ön görülerini paylaştı.
OK, BÜYÜMEDEN YANA
Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt, Ocak-Kasım 2022 dönemine bakıldığında traktör hariç Türkiye'deki toplam araç üretiminin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 1 milyon 210 bin adet seviyesinde gerçekleştiğini dile getirdi. İhracat bazında bakıldığında da büyüme eğilimi görüldüğünü belirten Özyurt, 11 aylık bu süreçte, 2021’in aynı dönemine göre toplam otomotiv ihracatının adet bazında yüzde 5 arttığını bildirdi.
Yarı iletken çip tedarik probleminin devam etmesinden kaynaklı araç bulunurluğunda yaşanan zorlukların pazarı belirlemesine karşın büyüme ivmelerini koruduklarını belirten Özyurt, 2022 yılı otomotiv pazarı öngörülerinin 775 bin-825 bin adet aralığında olduğunu ve Ford Otosan olarak kamyon dahil 85 bin 861 adet satış yaparak bu yılı yüzde 10,8 pazar payıyla kapatmayı öngördüklerini söyledi. Bir süredir global ölçekte etkileri devam eden ve otomotiv endüstrisini de etkileyen yarı iletken tedarik sıkıntısıyla karşı karşıya olunduğunu ifade eden Özyurt, "Önümüzdeki yılın ikinci yarısı itibarıyla bu sorunun hafiflemesini bekliyoru" dedi.
TEMKİNLİ BİR YIL OLACAK
MAİS AŞ Genel Müdürü Berk Çağdaş da şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna krizinin, mevcut tedarik sıkıntılarına yeni bir boyut kattığını, enerji ve emtia fiyatlarındaki ani artışların da beklenmedik gelişmeler olarak öne çıktığını söyledi. Artık pazar tahmini yaparken önceliklerinin arz kriterleri olacağına dikkati çeken Çağdaş, emtia ve ham maddedeki tedarik krizinin, enflasyonist ortamın, enerji belirsizliklerinin ve fiyat dalgalanmalarının 2022’de pazara yön verdiğini söyledi.
2023 yılını küresel ölçekte temkinli toparlanma yılı olarak öngördüklerini ifade eden Çağdaş, "Yarı iletken bulunabilirliği nispeten iyileşse de pandemi öncesi üretim kapasitelerine ulaşmanın 2024 öncesinde mümkün olamayacağını biliyoruz. 2023 yılı, MAİS için elektrikli modeller anlamında oldukça aktif bir yıl olacak. İlk yarıyıl Kangoo E-TECH %100 elektrikli, ikinci yarıyıl ise Yeni Renault Megane E-Tech %100 elektrikli ve Dacia Spring modellerimizi satışa sunmayı hedefliyoruz” dedi.
YERLİ ÜRETİCİ OLMAK AVANTAJLI
Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel de otomotiv sektörünün son 3 yıldır alışık olmadığı bir süreçten geçtiğine ve salgınla başlayan çip krizinin diğer sektörlerde olduğu gibi otomotiv sektörünü de 2022 yılında olumsuz etkilemeye devam ettiğine dikkati çekti.
Her ne kadar çip krizi kısmi derecede çözülse de 2023 yılında da etkisini devam ettireceğini düşündüklerini belirten Berkel, "Bununla birlikte Ukrayna ve Rusya savaşının Avrupa ülkeleri ekonomisi üzerinde yarattığı baskı devam edecek gibi gözüküyor. Bu dönemde enflasyon ile mücadelede ülkelerin uygulamaya başladığı sıkı para politikaları 2023 yılında resesyon yaşanma ihtimalini fazlasıyla artırdı" dedi.
Berkel, "2023 yılında pazarın 750 bin adet olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bizim açımızdan bakacak olursak, 2023’ün Hyundai’nin yılı olmasını ümit ediyoruz. Marka olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini söyleyen Berkel, "Tabii ki bizde zaman zaman zorluklar yaşadık. Özellikle global bazda yaşanan üretim ve tedarik sıkıntısından dolayı ithal araç tedarikinde geçikmeler oldu. Bu dönemde yerli üretici olmanın avantajını fazlasıyla hissettik. İzmit fabrikamızda ürettiğimiz i10, i20 ve Bayon araçlarımızın satışlarına ağırlık vererek hem pazar payımızı hem de satışlarımızı bir önceki seneye göre artırdık. Eğer daha fazla adette aracımız olsaydı mevcut rakamları da geçmiş olurduk" dedi.
OTOMOBİL, LÜKS DEĞİL İHTİYAÇ
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, 2022 yılına dair öngörülerin yılın tamamında araç bulunurluğunun zor olacağı yönünde olduğunu söyleyerek, "Aslında 2021 yılından bu yana, planlama yapmakta güçlük çektiğimiz bir dönemi yürütmeye çalışıyoruz. Üretim tarafında, çip sorunlarına eklenen lojistik ve ham madde krizlerine Rusya-Ukrayna savaşı da eklendi. Bu nedenle genel pazar seyrini, araç bulunurluğu belirlemeye devam ediyor" dedi. Bozkurt, "Yaşanan tüm sıkıntılara karşın tüketicinin otomobile olan talebinin artarak devam ettiğini gördük. Bu da bize otomobilin bir lüks değil, ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdi. Ayrıca genel pazarın da 2022’ye paralel şekilde, 750-800 bin adet bandında gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi.
ZOR BİR YIL GERİDE KALDI
Opel Türkiye Genel Müdürü Emre Özocak, 2022 yılının, araç bulunurluğunun pazarın belirleyicisi olduğu bir yıl olduğunu, çip sorunu, ham madde krizi ve son çeyrekte boy gösteren lojistik sorunları sebebiyle tahmin edilmesi zor bir yılın geride bırakıldığını söyledi.
Opel Türkiye olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini belirten Özocak, "Geçen yıla oranla %50’ye yakın bir büyüme ile yılı tamamlamayı öngörüyoruz. 2022 senesinde tüm ürün gamımız yenilendi ve pazara sunduğumuz yeni modellerle tamamlandı. Bu yıl, hafif ticari araç tarafında da ürün ailemizi genişlettik. Artık, binek pazarında olduğu gibi ticari tarafta da iddialı oyunculara sahip bir markayız" dedi.
YIL SONUNDA SATIŞLAR ARTTI
Peugeot Türkiye Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu ise 2022 yılı başlamadan otomotiv pazarının 750 bin adetlerde olabileceği öngörüsünde bulunduklarını anımsatarak, "Özellikle ilk yarıdaki tedarik süreci pazarın gelişiminde etkili oldu. Önceki yıldan devam eden çip sorunu ve ham madde krizinin ardından lojistik sorunlarıyla karşılaşıldı. Yılın sonuna doğru tedarikteki gelişmeler neticesinde adetlerde artışlar yaşandı. Zor bir yılı geride bıraktık" dedi. Araç bulunabilirlik sorununun yılın son çeyreğinde oran olarak bir miktar daha azaldığını ve son çeyrekte kendi satışlarında artış etkisini gördüklerini bildiren Reyhanoğlu, toplam satışlarının yaklaşık %40’ını yılın son çeyreğinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
KREDİYE ERİŞİM VE TEDARİK
Honda Türkiye Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer de Türkiye otomotiv pazarının oldukça hareketli ve değişkeni yüksek bir pazar olduğunu belirterek, "Geçen yıl, 2022 yılının 500-550 bin bandında bir satış ile kapanacağını öngörerek 2021 yılına paralel seyredeceği tahmininde bulunmuştuk. 2022 yılının 11 aylık satış adetlerine baktığımızda da bu öngörümüzün biraz üzerinde gerçekleşeceğini söyleyebilirim" dedi. Maliyetler, krediye erişim ve tedarik sorunları gibi konuların tüketicilerin satın alma davranışlarını etkilese de yüksek enflasyonist ortamın, 2022 yılında otomobillerin yeniden yatırım aracı olarak görülmesine neden olduğunu dile getiren Kılıçer, bunun da nerdeyse pazara sunulabilen tüm araçların satılması ile sonuçlandığını aktardı. 2023 yılında da benzer piyasa ve rekabet koşullarının devam edeceğini düşündüğünü bildiren Kılıçer, "Pazar beklentilerimiz de yine 2022’ye yakın rakamlar olacaktır" dedi.