Batarya yetmez, sistem önemli

Elektrikli araçlara ilgi artarken, tüketicilerin beklentileri artık yalnızca menzil ya da maliyetle sınırlı değil; sürdürülebilirlik, kullanıcı deneyimi ve sistem bütünlüğü öne çıkıyor. Deloitte’un araştırmasına göre mobilitenin geleceği, batarya teknolojisinin ötesinde yazılım, veri güvenliği ve üreticiyle kullanıcı arasındaki doğrudan bağlarla şekilleniyor.

 

Elektrikli araçlara ilgi hızla artsa da, tüketicilerin beklenti ve endişeleri otomotiv sektörünü köklü bir dönüşüme zorluyor. Deloitte’un 2025 Otomotiv Tüketici Araştırması’na göre Türkiye’de elektrikli araçlara ilgi artıyor. Ancak menzil, şarj süresi ve altyapı eksiklikleri, tüketicilerin endişelerini sürdürüyor. Deloitte Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Özlem Yanmaz, “Gelecek sadece bataryaların doluluğuyla değil, veri, güven ve iş birliğiyle inşa edilecek” dedi.

 

Deloitte’un yayımladığı “2025 Küresel Otomotiv Tüketici Araştırması”, elektrikli araçlara geçişin teknolojik bir değişimden çok daha fazlası olduğunu ortaya koydu. 30 ülkeden 31 binden fazla tüketicinin katıldığı araştırmaya Türkiye’den de 1.007 kişi katıldı. Araştırmaya göre Türkiye’de araç sahiplerinin %78’i mevcut araçlarını son 5 yıl içinde satın almış durumda. Katılımcıların %73’ü ise önümüzdeki 3 yıl içinde yeni bir araç almayı planlıyor.

Marka sadakati azaldı

 

Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu, tüketicilerin yarısının mevcut araç markalarından farklı bir markayı tercih etmeye açık olması. Bu durum, otomotiv pazarında marka sadakatinin azaldığına ve rekabetin arttığına işaret ediyor. Araç değiştirme eğilimiyle birlikte tüketicilerin üst segment modellere geçme arzusu da dikkat çekiyor. Öte yandan, katılımcıların yüzde 68’i satın alacakları aracın Türkiye’de veya bölgesinde üretilmiş olmasına önem veriyor.

 

İlgi artıyor, endişe azalmıyor

 

Araştırmaya göre Türkiye’de elektrikli araçlara geçişte öncelikli etkenler düşük yakıt maliyeti (%71), çevre duyarlılığı (%53) ve sürüş deneyimi (%51) olarak sıralandı. Ancak tüketiciler, tamamen batarya ile çalışan araçlar konusunda halen çeşitli çekincelere sahip.

Başlıca endişeler arasında araç menzili, batarya ömrü, şarj süresi, altyapı eksiklikleri ve batarya güvenliği bulunuyor. Tüketicilerin üçte biri bir elektrikli aracın menzilinin 400-500 km, diğer üçte biri ise en az 600 km olmasını bekliyor.

 

Deloitte Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Özlem Yanmaz

 

Araç değil, yaşam tarzı satın alınıyor

 

Deloitte Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Özlem Yanmaz, elektrikli araçlara geçişin sadece bir teknolojik dönüşüm olmadığını, aynı zamanda kullanıcı alışkanlıkları ve sistemsel yapıların da yeniden şekillendiğini söyledi. Yanmaz, “Tüketici artık sadece bir araç değil, bir yaşam tarzı ve hizmet ekosistemi satın almak istiyor. Bu talep; mülkiyet yerine erişim, donanım yerine yazılım, sürüş yerine deneyim arayışına evriliyor. Ancak bu evrim hâlâ menzil kaygıları, altyapı yetersizlikleri ve veri güvenliği gibi engellerle karşılaşıyor” dedi.

Özlem Yanmaz, sektördeki rol dağılımının da değiştiğini vurgulayarak, “Otomotiv endüstrisi artık sadece bir ürün sektörü değil, entegre bir mobilite deneyimi tasarlayıcısı olmak zorunda. Gelecek, yalnızca bataryaların doluluğuyla değil; veri, güven, esneklik ve iş birliğiyle şekillenen sistemsel bütünlük ile inşa edilecek” ifadelerini kullandı

 

Araştırma sonuçları, otomotiv sektöründe sadece ürün değil, deneyim odaklı bir dönüşüm beklentisinin giderek güçlendiğini gösteriyor. Elektrikli araçların yaygınlaşabilmesi için altyapının güçlendirilmesi, batarya teknolojilerinin geliştirilmesi ve veri güvenliğine dayalı dijital çözümlerin devreye alınması gerekiyor.