Yatırımlar hızlandı, rekabet sertleşti

Otomotiv Sanayii Derneği Başkanı Cengiz Eroldu, 2025’in ilk dokuz ayında üretim ve ihracatın artış gösterdiğini, ancak iç pazarda yerli payının %30’un altına gerilemesinin sektör için ciddi bir uyarı sinyali olduğunu söyledi. Eroldu, “Yatırımların etkisi görülmeye başlandı, ancak iç pazar desteği olmadan sürdürülebilir büyüme zor” ifadelerini kullandı.

 

 

Yavuz MÜFTÜOĞLU

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv sektörünün ilk 9 aylık performansını değerlendirdiği basın toplantısında otomotiv gazetecileriyle bir araya geldi. Eroldu, üretim ve ihracatta artışın sürdüğünü, ancak iç pazarda yerlilik oranının düşmesinin sektörün en kritik sorunu haline geldiğini söyledi. Eroldu, “Yatırımların meyvelerini almaya başladık, 2025 son on yılın en güçlü üretim dönemlerinden biri olacak” dedi.

Üretim artıyor, yerli payı geriliyor

 

Cengiz Eroldu, OSD’nin üçüncü çeyrek sonuçlarına göre otomotiv üretiminin yılın ilk dokuz ayında %3, ihracatın adet bazında %6, değer bazında ise %12 arttığını açıkladı.

Ancak iç pazarda yerli payındaki düşüşe dikkat çekerek, “2020’de yüzde 46 olan yerli payı bugün yüzde 30’un altına indi. Hafif ticari araçlarda bu oran yüzde 21’e kadar geriledi” dedi. Yatırımların etkisinin yeni yeni görülmeye başladığını belirten Eroldu, “Üretim kapasitemiz 2,2 milyon seviyesinde, ancak iç pazarın desteği olmadan bunu tam kullanmak zor. Yerlilik oranı artık kritik eşikte” ifadelerini kullandı.

 

Rekabetçilik tehlikede

 

Özellikle traktör ve kamyon üretiminde yaşanan daralmanın kapasite kullanımını olumsuz etkilediğini söyleyen Eroldu, “Avrupa pazarlarındaki durgunluk ve iç pazarda ithal ağırlığının artması kapasite kullanım oranlarımızı aşağı çekiyor. Bu durum rekabetçiliğimiz açısından tehdit oluşturuyor” dedi. Türkiye’nin otomotiv ihracatının 2025’te 30,2 milyar dolara ulaştığını belirten Eroldu, sektörün toplam ihracattan aldığı payın %17,4 seviyesine çıktığını kaydetti. “Otomotiv, Türkiye’nin en çok döviz kazandıran sektörü olmaya devam ediyor” diyen Eroldu, buna karşın otomobil ithalatında 5,6 milyar dolarlık açık oluştuğunu ifade etti.

Avrupa’da durgunluk, Çin’den artan baskı

 

Türkiye’nin Avrupa otomotiv pazarında 6. sırada yer aldığını hatırlatarak, kıtanın ekonomik yavaşlamasının Türkiye ihracatını da etkilediğini söyleyen Cengiz Eroldu, “Avrupa bizim en büyük partnerimiz. Ancak hem Avrupa hem Çin kaynaklı rekabet baskısı giderek artıyor” dedi. Çin’in dünya ihracatındaki payının %10 seviyesinde sabit kaldığını belirten Eroldu, “Çin’de 60 milyon adetlik dev bir üretim kapasitesi var. Bu fazlalık küresel pazarlarda rekabeti daha da sertleştirecek” ifadelerini kullandı. Ayrıca Eroldu, AB–ABD ticaret anlaşmaları ve AB menşe kuralları konusunda Türkiye’nin dikkatli olması gerektiğini belirterek, “AB, menşe hesabını yalnızca EU-27 ile sınırlandırırsa, Türkiye fiilen Gümrük Birliği dışında kalmış olur. Bu da kamyon ve otobüs üreticilerimizi doğrudan etkiler” uyarısında bulundu.

 

Yeni yatırımlarla yerli üretimde umut

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Oyak Renault’un Boreal, Tofaş’ın K9 modeli, Hyundai’nin elektrikli araç yatırımı ve Daimler-Otokar iş birliğini sektördeki en önemli gelişmeler olarak değerlendirdi. Eroldu, “Togg’un yeni modelinin devreye girmesiyle yerli üretim oranının yeniden artmasını bekliyoruz” dedi.

Sürdürülebilirlikte güçlü performans

Eroldu, OSD’nin sürdürülebilirlik raporuna göre sektörün çevresel performansında ciddi iyileşmeler sağlandığını belirtti. Eroldu, “2019–2024 döneminde otomotiv sanayimizin sera gazı emisyonlarını %40 oranında azalttık. Aynı dönemde çevre yatırımlarımız %125 arttı.” dedi.

 

Kadın istihdamına da değinen Eroldu, “Yönetim kademelerinde kadın oranı Türkiye ortalamasının üzerinde. Yönetim kurullarında %15, orta kademede %19, üst düzey yönetimde %16 oranında kadın temsilimiz var” bilgisini paylaştı.

 

2026’da yeni yatırımlar devreye girecek

 

Hyundai, Renault, Tofaş ve Ford Otosan yatırımlarının 2026 itibarıyla üretime yansıyacağını söyleyen Eroldu, “2026’da ihracatın %5–10 aralığında büyümesini bekliyoruz. Kurlar radikal artmazsa bu tablo korunur, artarsa rekabetçilik de güçlenir” dedi.

 

K9 projesinin Türkiye’ye dönmesini ise “önemli bir adım” olarak niteleyerek, “Bu proje Türkiye’yi ticari araçta tekrar Avrupa liderliğine taşıyacak” değerlendirmesinde bulundu.

 

Faiz indirimi sınırlı olmalı, denge önemli

 

Eroldu, yüksek faiz politikasının ikinci yılında sanayicilerin kârlılığının baskı altında olduğunu, ancak faizlerin hızla düşürülmesinin de doğru olmayacağını belirtti.  Eroldu, “ÖTV dilimleri markaları zorlar hale geldi. Karlılıklar düşük. Ancak 2026’yı yönetebilmek için dengeli bir para politikası gerekiyor” dedi.

 

Elektrikli araçlarda talep belirleyici olacak

 

Elektrikli araç pazarının beklenen hızda büyümediğini belirten Eroldu, “Tüm markaların platformları çoklu enerjiye hazır, ancak müşteri talebi henüz yeterli seviyede değil. Teşviklere rağmen elektriklilerin payı %20 civarında. Batarya üretimi olmadan 1 milyonluk elektrikli üretim mümkün değil” dedi.

 

Ayrıca Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesine dikkat çekerek, “Elektrikli araçların çevresel faydası, kullanılan enerjinin temizliğine bağlı” diye ekledi.

 

Mısır riski otomotivde de görülebilir

 

Eroldu, tekstil sektöründe üretimin Mısır ve Tunus’a kaydığı örneğini hatırlatarak benzer bir riskin otomotivde de oluşabileceğini söyledi. “Türkiye, Romanya maliyet seviyesine geldi. Verimlilik artmazsa 2028’e kadar yatırım kararlarında başka ülkeler öne çıkabilir” uyarısında bulundu.

 

Çinli markalara yerli tedarik şartı

BYD ve Chery gibi Çinli markaların Türkiye’deki yatırım planlarına değinen Cemgiz Eroldu, “Türkiye’ye gelecek yatırımların tedarik sanayisini güçlendirmesi, Ar-Ge ve teknoloji transferi sağlaması gerekiyor. Sadece montaj veya istihdam yaratan yatırımlar Türkiye’ye uzun vadede fayda getirmez,” ifadelerini kullandı.

 

Türkiye ticaret savaşlarında pasif değil

ABD–AB ticaret gerilimlerinde Türkiye’nin aktif bir politika izlediğini belirten Eroldu, “Hükümet, sanayiyi korumak için ÖTV düzenlemeleri ve ek mali yükümlülüklerle aktif tutum sergiliyor. İstişare kanalları açık” dedi.

 

Otomotiv Türkiye’nin lokomotifi

Konuşmasını genel bir değerlendirmeyle tamamlayan Cengiz Eroldu, otomotiv sektörünün teknoloji, Ar-Ge ve insan kaynağı açısından Türkiye’nin en stratejik alanı olduğunu söyledi. Eroldu, “Otomotiv, Türkiye’nin lokomotif sanayisidir. Savunma sanayisinin gelişiminde bile otomotiv Ar-Ge’sinin payı büyük. Bizim misyonumuz sadece üretmek değil, ülkeye teknoloji kazandırmaktır” dedi.