Her şeye rağmen üretime devam

Otomotiv sektörü için birinci dalgadaki gibi kapanma ihtimali beklemediklerini belirten TAYSAD Başkanı Alper Kanca ve Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı, ikinci dalgaya ve tüm olumsuzluklara rağmen üretimin devam ettiğini söylediler.

 

 

TÜRK otomotiv sektörünün önemli kuruluşlarından Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), üyeleri ile gerçekleştirdiği ve Kovid-19’un etkilerini anlamaya yönelik anketin sonuçlarını paylaştı.

 

TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı ile birlikte online toplantıda otomotiv gazetecileriyle buluşan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, önümüzdeki üç ay değişim beklenmediğini ifade etti. Kanca, TAYSAD bir gün yine büyük projeler konuşulacak diye düşünüp bu projelerin gelebilme ihtimali olan ülkelere yönelik bir algı çalışması yaptıklarını belirterek, “Algı düzeltme faaliyetinde bulunuyoruz. 5 ülke var içerisinde bu sene Almanya, Fransa, İngiltere, bir dahaki seneye İtalya ve ABD olacak. Özellikle bu saydığım ülkelerdeki otomotiv sektöründe karar vericileri ya da ekonomide karar vericileri etkilemek, Türkiye’nin avantajlarını, Türkiye’nin imkanlarını anlatmak istiyoruz. 2 sene sonra Volkswagen yatırımla ilgili tekrar bir karar verilmesi gerektiğinde ortamı biraz daha bugünden hazırlamak istiyoruz” dedi.

TAYSAD Başkanı Alper Kanca

 

‘İŞYERLERİMİZ DAHA SAĞLIKLI VE GÜVENLİ’

 

Anketin bir diğer dikkat çeken konusu Kovid-19’a yakalanma yerleri oldu. Buna göre, Kovid-19 teşhisi konulan çalışanların yüzde 80’inin hastalığa şirket dışında yakalandığı ortaya çıktı. Burada şirket dışında kastettiğimiz; evde, restoranlarda, sokakta, aile ziyaretlerinde yani sosyal hayatta. Aslında bunu şu şekilde yorumluyorum. Otomotiv sektöründe iş yerleri aslında evden ve sosyal hayattan daha güvenli. Toplu taşımayla işe gelen sayısı yok denilecek kadar az. Şirketlerin içerisi kontrollü. Çalışma alanları özel camlarla ayrılıyor. Sigara içme alanlarında bile bu ayrımlar var. Bu sonuçlardan görüyoruz ki, hastalık aslında iş yerinden veya çalışmaktan dolayı artmıyor. Hastalık büyük çoğunlukla sosyal hayattan dolayı artıyor.

 

 

‘ÇALIŞAN BULMAK OLDUKÇA ZOR’

 

Otomotiv sektörünün çalışan koruma politikaları ve Kovid-19 önlemlerinin ciddi maliyet artışlarını da beraberinde getirdiğini vurgulayan Alper Kanca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretim yapmanın maddi ve manevi ciddi maliyeti var. Yöneticiler, zamanın büyük bir kısmını hastalığın yayılmasını engelleyemeye yönelik tedbirlere ayırıyor. Her pozitif haber bizleri çok üzüyor. Diğer tarafta, yani maddi olarak da ciddi bir yük var. Örneğin, servis araçlarımız en fazla yüzde 50 doluluk ile çalışıyor. Uzman çalışan arkadaşlarımız hasta olduğunda onların yerine daha genç, tecrübesiz arkadaşlarımızı yönlendiriyoruz. Bu da verimliliği düşürüyor. Ankete göre, iş gücü kayıplarına karşı alınan önlemler arasında yüzde 72 ile fazla mesai ilk sırada yer alıyor.

 

İnanılmaz derecede fazla mesai var. Üretimin aksamaması için fazla mesailer yapılıyor. Bununla birlikte, geçtiğimiz yıllara göre ürettiğimiz ürün sayısı değişmezken üretimin sürekliliğini koruma için ilave istihdamlar gerçekleştirdik. Anketimize katılan firmaların yüzde 47’si Kovid-19 nedeniyle ilave istihdam yaptığını belirtti. Aynı vardiyada çalışan kişini sayısını azaltmak için vardiya sayısı 3’e çıkartıldı. Yine son ankete göre, otomotiv tedarik sanayisi sektöründe yüzde 24 oranında taşeron hizmeti alınıyor. Çalışan bulmak oldukça zor. Hiçbir şekilde çözüm bulunmazsa şirket dışına iş verilerek yapılmaya çalışılıyor. Tüm bunlar ilave maliyet. Evet, diğer sektörlerle kıyasladığımız takdirde daha iyi bir noktadayız. Daha olumlu bakıyoruz. Ama bahsettiğimiz gibi maliyetler noktasında tedarik sanayisi oldukça zorlanıyor.”

 

 

‘ÖNÜMÜZDEKİ ÜÇ AY DEĞİŞİM BEKLENMİYOR’

 

TAYSAD olarak gerçekleştirdikleri ankette üretimle ilgili beklenti ve verilere değinen Kanca, “Buna göre, önümüzdeki 3 ay içerisinde üretimin aynı seviyede kalacağını ifade eden katılımcıların oranı yüzde 45. Katılımcıların yüzde 32’si ise üretimin önümüzdeki üç ayda artmasını bekliyor. Yüzde 23 oranında da işlerin biraz daha azalacağı kanaatinde olanlar var. Genel yaklaşım, vakaların artacak olmasına rağmen üretimde bir aksama yaşanmaması” dedi.

 

TAYSAD Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı

 

‘PANDEMİ SEKTÖRE AĞIR DARBE VURDU’

 

TAYSAD Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı ise, otomotiv sektörünün 2020 yılında pandemi nedeniyle küresel olarak ağır darbe aldığını ve ikinci dalga ile bu olumsuz etki devam ettiğini belirterek, “Mart, Nisan ve Mayıs ayları Çin hariç tüm dünya da çok kötü geçti. Haziran ve Temmuz aylarında toparlanmaya başlayan sektör, Kasım ayında tekrar ikinci dalganın etkisi ile karamsar havaya girmeye başladı. 2020 yılında 5 milyon adedi Avrupa’da olmak üzere, araç üretimi küresel olarak 16 milyon adet azalacak. 2021 yılında bir toparlanma olacağı, küresel üretim artışının yüzde 13 ve Avrupa’daki artışın ise yüzde 16 seviyelerinde olacağı öngörülüyor” değerlendirmesine bulundu.

 

 

Türkiye’de 2018 ve 2019 yıllarındaki araç üretimindeki düşüş 2020 yılında pandemi etkisiyle artarak devam ettiğini hatırlatan Yazıcı, Pandemi döneminin ilk 3 ayında yani Mart-Mayıs döneminde tamamen bir çöküş yaşamıştık. Haziran ve Temmuz aylarında toparlanma gösteren araç üretimi Ağustos – Ekim ayları arasında 2019 yılına göre daha yüksek gerçekleşti. Kasım ve Aralık aylarında üretim adetlerinin planlandığı şekilde gerçekleşeceğini ve 2020 yılını 150 bin araç kayıp ile 1,3 milyon araç üretim seviyesinde kapatacağımızı düşünüyoruz. Eğer pandemi ikinci dalga etkisi minimum seviyede ve kısa sürede atlatılırsa 2021 yılında üretimin 1,5 milyon araç seviyesinde gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. Bütçelerimizi bu öngörüye göre yapacağız” dedi.

 

 

İHRACATTA DURUM

 

Kasım ve Aralık aylarında ihracatın 2019’dan kötü olmayacağını, otomotiv sektörü için birinci dalgadaki gibi kapanma durumuna hiç ihtimal vermediğine dikkat çeken Kemal Yazıcı, “Şimdi düşünün Avrupa’da 5 milyon, dünyada 16 milyon araç kaybı var. Volkswagen’in kaybına bakınca 3 milyon araç civarında kayıpları var. Bu dönemde, hiçbir politik etki altında kalmadan, yeni bir yatırım kararını biz veriyor olsak biz de aynı kararı veririz. 2-3 yıl sonra durum normale döndüğünde, yine üretim adetleri dünyada 95 milyon araç seviyelerine çıktığında bu ihtiyaç yeniden ortaya çıkacak. Türkiye’nin önünde bu anlamda bulunduğumuz coğrafyada rakip yok diyebiliriz. Bu nedenle biz bu veya benzer büyüklükte yatırımların ülkemize gelmesini istiyoruz ve önemsiyoruz” diye konuştu.

 

 

25 MİLYAR TL’LİK CİRO KAYBI

 

Tedarik sanayi ihracatında Eylül’de yüzde 5.4, Ekim’de yüzde 5.1 gibi dolar bazında artışlar olduğunu belirten Yazıcı, “Ocak-Ekim döneminde tedarik sanayisinde yaşanan ihracat kaybı 1,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti, yani ihracatta yüzde 15,3’lük bir daralma yaşadık. Yıl sonunda tedarik sanayisinin ulaşacağı ihracat hacminin 9 milyar dolar ve toplam ihracat kaybımızın 1,6 milyar dolar olmasını bekliyoruz. Tabi bu olumsuz dönem tedarik sanayisinin cirolarını da etkiledi. Buna göre, tedarik sanayisinin ciro kaybı 2020 yılında toplam 3,4 milyar dolar civarında yani 25 milyar TL civarında olacak. Bu rakam bizim için büyük bir kayıp. Yaşanan bu kayba rağmen küçülmeyi hiç düşünmedik. Maliyetler pandemi etkisiyle artsa bile çarkların dönmesi için uğraştık. İhracatın devam etmesi için sektör olarak elimizden geleni yaptık ve önümüzdeki dönemde de aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.